Foşik ben
İsteyen istediğini yapsın, adamın bi hesabı vardır heralde. Yanlış işse de kendine zarar.
Size ilginç bir şey anlatayım.
Aileme ait bir bina var. 2 katlı şehrin çok içinde 50-60 senelik bir bina. Şehrin çok içinde bi çok yere yakın olmasına rağmen binanın içinde bulunduğu arazi de epeyce büyük. Son kalan kupon yerlerden biri yani. Ve 4 katlı büyük bir bina yapmaya uygun. Aslında belki daha çok kat yapılabilecek bir yer ama kat verilmesi durumu uzun yıllardır beklenmesine rağmen bir türlü çıkmadı.
Burayı bir şekilde artık değerlendirmek istiyoruz ve çeştli opsiyonları değerlendirdik. Yıkıp altına otopark üstüne de 4 kat güzel bir bina filan... 1-2 proje de çizildi ama bi eyleme dökmedik henüz. Bu kadar masraf edince haliyle inşaat bittikten sonra binayı monetize edebiliyor olmanız lazım harcamanızı karşılayacak bir seviyede. Ancak bir türlü emin olamıyoruz. Arsanız kıymetliyse müteahhitle anlaşmanız da çok mantıklı olmuyor. Hem istediğiniz kalitede bir bina yaptırtamıyorsunuz hem de inşaat masrafı belki arsanın değerinin %20 si kadarken binanın %50 ortağı olmazlarsa yapmıyorlar.
Bu arada yeni bir opsiyonumuzu farkettik. Evet bina eski, yol seviyesinin 20 cm altında, yapısal bazı sorunları var, öyle çok tarihi eser niteliği olan bir bina da değil, ama 60 sene öncenin orjinalliğini biraz barındırıyor üzerinde. Binayı komple yıkmaktansa öncekine kıyasla çok daha ufak bir para harcayıp restore edip arsanın kalanına belki aynı yükseklikte biraz daha modern bir çizgide bir devam bloku yapıp; hem de harcama ile orantılı bir ölçüde monetize edebileceğimizi düşünmeye başladık. Hem sonradan çok masraf edilmediği için yüksek kat verilirse fırsat maliyetimiz çok yükselmemiş olacak hem de dezavantaj olan binanın yaşını bir asset olarak kullanmış olucaz. Bunu tabi böyle anlatıyorum ama villayı görseniz bunun restorasyonluk bişeyi çok da yok dersiniz. Yani ne bir pencere süsü var ne başka bir şeyi. İç merdiveni biraz orjinal. Kat yüksekliği fazla. Bir de bina girişinde uzun bir pencere var onun dışında sıradan denebilecek bir bina olduğunu söyleyebilirim. Ama sonuç oalrak mimari katkı da burada devreye giriyor.
Sonuç olarak bir mülkün optimal şekilde nasıl değerlendirileceğini düşünmek çok basit değil. Hatta kendi içinde bir inovasyon diyebilirim. Ülkenin siyasi durumu değişiyor durmadan, fiyatlar değişiyor. Binayı restoran mı yapıcaksınız, ofis mi, otel mi, yurt mu, ev mi, hastane/bakım evi mi vs. amacına göre tasarımı, vs. si değişiyor filan. Sonra mesela siz yapıyorsunuz sizden sonra komşunuz da benzer bişey yapıyor. O da herşeyi etkiliyor. O bölgede ne iyi gider, ne yapılırsa para kazandırabilir, neye ihtiyaç var bunu düşünmeniz gerekiyor. Blindfold dalarsanız zarar ediyorsunu ki çevremizde bu şekilde çok örnek gördük yakınlarımızdan. Zor işlerden biri olmakla beraber eğlenceli de bir oaly esasen.
Emlak piyasası ülkenin refahını sanılandan daha fazla etkiliyor. Durmadan inşaat yapılmasından rahatsız değilim, ülkedeki emlak varlıklaır yeteri kadar değerli değil. Biraz yatırımın eninde sonunda yapılması gerekiyor. Ben sadece fazla düşünmeden yapılmasından rahatsızım. Diğer her işte olduğu gibi bu sektörde de mimarından müteahhitine kimse yeterince düşünmüyor. Kimsenin düşünmediği yerde düşünebilen biriyseniz daha başarılı olmanız beklenir normalde. Ancak düşünebilecek olanlar da oldukça risk averse Türkiye'de. Maaşlı, kafa rahat iş yapmak istiyor herkes. Birbiriyle rekabet etmek istemiyorlar, düşünmekten kaçıyorlar kısacası. Girişim yapma niyeti olanlar da kendilerini bilişim sektörüyle limitliyorlar çoğu zaman. İlla app yapıcam diye tutturuyorlar. Hayır kardeşim git sandviçci aç, somon fümeli burger yap onu sat. İlginç, etrafta olmayan bişey yap. Eğitim almış olanların çok büyük bölümü kapitalizme de düşman bi zihniyette olunca bunların olması iyice zorlaşıyor.
Yukarıdaki binanın da yeteri kadar düşünülerek yapıldığını sanmıyorum. Hızlıca bişey olsun da bitsin diye yapılmış gibi. Düşünen ve eyleme döken fazla olmayınca, elinizdeki kapitali çok optimal değerlendirmeniz önemli olmuyor. Hızlıca yapıp yapıp geçmek kısa süre içinde daha çok kazandırıyor.
İsteyen istediğini yapsın, adamın bi hesabı vardır heralde. Yanlış işse de kendine zarar.
Size ilginç bir şey anlatayım.
Aileme ait bir bina var. 2 katlı şehrin çok içinde 50-60 senelik bir bina. Şehrin çok içinde bi çok yere yakın olmasına rağmen binanın içinde bulunduğu arazi de epeyce büyük. Son kalan kupon yerlerden biri yani. Ve 4 katlı büyük bir bina yapmaya uygun. Aslında belki daha çok kat yapılabilecek bir yer ama kat verilmesi durumu uzun yıllardır beklenmesine rağmen bir türlü çıkmadı.
Burayı bir şekilde artık değerlendirmek istiyoruz ve çeştli opsiyonları değerlendirdik. Yıkıp altına otopark üstüne de 4 kat güzel bir bina filan... 1-2 proje de çizildi ama bi eyleme dökmedik henüz. Bu kadar masraf edince haliyle inşaat bittikten sonra binayı monetize edebiliyor olmanız lazım harcamanızı karşılayacak bir seviyede. Ancak bir türlü emin olamıyoruz. Arsanız kıymetliyse müteahhitle anlaşmanız da çok mantıklı olmuyor. Hem istediğiniz kalitede bir bina yaptırtamıyorsunuz hem de inşaat masrafı belki arsanın değerinin %20 si kadarken binanın %50 ortağı olmazlarsa yapmıyorlar.
Bu arada yeni bir opsiyonumuzu farkettik. Evet bina eski, yol seviyesinin 20 cm altında, yapısal bazı sorunları var, öyle çok tarihi eser niteliği olan bir bina da değil, ama 60 sene öncenin orjinalliğini biraz barındırıyor üzerinde. Binayı komple yıkmaktansa öncekine kıyasla çok daha ufak bir para harcayıp restore edip arsanın kalanına belki aynı yükseklikte biraz daha modern bir çizgide bir devam bloku yapıp; hem de harcama ile orantılı bir ölçüde monetize edebileceğimizi düşünmeye başladık. Hem sonradan çok masraf edilmediği için yüksek kat verilirse fırsat maliyetimiz çok yükselmemiş olacak hem de dezavantaj olan binanın yaşını bir asset olarak kullanmış olucaz. Bunu tabi böyle anlatıyorum ama villayı görseniz bunun restorasyonluk bişeyi çok da yok dersiniz. Yani ne bir pencere süsü var ne başka bir şeyi. İç merdiveni biraz orjinal. Kat yüksekliği fazla. Bir de bina girişinde uzun bir pencere var onun dışında sıradan denebilecek bir bina olduğunu söyleyebilirim. Ama sonuç oalrak mimari katkı da burada devreye giriyor.
Sonuç olarak bir mülkün optimal şekilde nasıl değerlendirileceğini düşünmek çok basit değil. Hatta kendi içinde bir inovasyon diyebilirim. Ülkenin siyasi durumu değişiyor durmadan, fiyatlar değişiyor. Binayı restoran mı yapıcaksınız, ofis mi, otel mi, yurt mu, ev mi, hastane/bakım evi mi vs. amacına göre tasarımı, vs. si değişiyor filan. Sonra mesela siz yapıyorsunuz sizden sonra komşunuz da benzer bişey yapıyor. O da herşeyi etkiliyor. O bölgede ne iyi gider, ne yapılırsa para kazandırabilir, neye ihtiyaç var bunu düşünmeniz gerekiyor. Blindfold dalarsanız zarar ediyorsunu ki çevremizde bu şekilde çok örnek gördük yakınlarımızdan. Zor işlerden biri olmakla beraber eğlenceli de bir oaly esasen.
Emlak piyasası ülkenin refahını sanılandan daha fazla etkiliyor. Durmadan inşaat yapılmasından rahatsız değilim, ülkedeki emlak varlıklaır yeteri kadar değerli değil. Biraz yatırımın eninde sonunda yapılması gerekiyor. Ben sadece fazla düşünmeden yapılmasından rahatsızım. Diğer her işte olduğu gibi bu sektörde de mimarından müteahhitine kimse yeterince düşünmüyor. Kimsenin düşünmediği yerde düşünebilen biriyseniz daha başarılı olmanız beklenir normalde. Ancak düşünebilecek olanlar da oldukça risk averse Türkiye'de. Maaşlı, kafa rahat iş yapmak istiyor herkes. Birbiriyle rekabet etmek istemiyorlar, düşünmekten kaçıyorlar kısacası. Girişim yapma niyeti olanlar da kendilerini bilişim sektörüyle limitliyorlar çoğu zaman. İlla app yapıcam diye tutturuyorlar. Hayır kardeşim git sandviçci aç, somon fümeli burger yap onu sat. İlginç, etrafta olmayan bişey yap. Eğitim almış olanların çok büyük bölümü kapitalizme de düşman bi zihniyette olunca bunların olması iyice zorlaşıyor.
Yukarıdaki binanın da yeteri kadar düşünülerek yapıldığını sanmıyorum. Hızlıca bişey olsun da bitsin diye yapılmış gibi. Düşünen ve eyleme döken fazla olmayınca, elinizdeki kapitali çok optimal değerlendirmeniz önemli olmuyor. Hızlıca yapıp yapıp geçmek kısa süre içinde daha çok kazandırıyor.